26 Aralık 2011 Pazartesi

Seyahat ederken dikkat etmeniz gereken noktalar ve tavsiyeler

Evet, kilometrelerce uçup, sınırları geçerek Avrupa’ya ayakbastınız. Aylardır, belki de benim gibi yıllardır hayalini kurduğunuz interrail seyahatinize başlıyorsunuz. Ancak, başlamadan önce dikkat edilmesi gerekenleri yazacağım bu bölümü okumadan giderseniz pişman olursunuz =)
Birçok seyahat forumunda okuyabileceklerinizi kendi tecrübelerimle harmanlayarak tek adreste toplamaya çalıştığım Interrail blogumda sıra “Seyahat sırasında dikkat edilmesi gerekenler” bölümüne geldi.

Ben İtalya ‘da Roma Fiumicino(FCO) havalimanından interrailime başladım. Havalimanından çıkar çıkmaz sizi şehir merkezine götürmek için busshuttle(servisler) bulunuyor. “Dış Hatlar –Gelen” kapısının önünden başlayıp uzun uzadıya gidiyor bu servis firmalarının sırası. İtalyanlar Türklere çok benzediğinden dolayı aynı bizdeki gibi “gel abicim, ablacım en güzel servis bizimkiiii” tarzı serzenişlerde bulunuyorlar. Hemen ilk gördüğünüz firmaya ne kadar diye sorduk ve 22€ cevabını aldığımızda şok olduk. Ve bu fiyatı beğenmediğimizden dolayı yürümeye devam ettik ortalara geldiğimizde bir daha sorduk ve 15€ cevabını aldık. Ve biraz daha yürüyüp sorduk 8€ cevabını aldık. Bu sistemde giderse beleşe hatta üstüne para verebileceklerini düşünsek de daha ilk günden böbreği kaptırmayalım düşüncesiyle 8€ olana bindik. Hemen yanımızda 6€ ya Colosseo’ ya bırakan bir servis daha vardı ama biz Termini’ye gittik çünkü otelimiz oraya yakındı.

Bu hikâyeyi anlatma sebebim, bizdeki gibi Turiste kazık mantığı aynen Avrupa’da da devam ediyor bu yüzden memleketimizdeki uyanık olma durumunu burada da devam ettirmelisiniz.

İkinci olarak, Tren istasyonlarında "Information Point, Desk" bölümünden genellikle beleş olmak kaidesiyle birden çok "City Map"(şehir haritası) alın ve eğer Türkiye’de araştırıp planlamadıysanız, hostelinizin yerini görevliden işaretlemesini rica edin ve oraya nasıl gidebileceğinizi sorun. Bunun yanında eğer yine önceden planlamadıysanız ne kadar o şehirde kalacağınızı ve bu süreçte nereleri gezebileceğinizi sorun ve yine işaretlemesini rica edin. Böylece kendiniz oturup nerelere gitsem nerden başlasam derdine düşmeden hemen yola koyulabilirsiniz en önemlisi çok değerli zamanınızdan kısmamış olursunuz.

Seyahat sırasında;

• Tren istasyonuna iner inmez bir sonraki tren biletinizi alın veya supplement yoksa tren bilgilerinin yazılı olduğu bir çıktı isteyin.
• Şehirden ayrılmadan 2 gece öncesinden bir sonraki şehirde hangi hostelde kalacaksanız onun rezervasyonunu yapın.
• Sokak satıcılarından ve dükkânlardan bir şey alırken Müslüman olduğunuzu söyleyin, genellikle satıcıların, marketlerin çoğunluğu Pakistanlılar ve Hintliler tarafından işletildiği için muazzam sempati duyuyorlar ve indirim yapıyorlar.
• Diğer türlü yine de pazarlık yapın.
• Hediyeleri kabul etmeyin, karşılıksız değildir.
• Yüksek kurdan para çevirmeyi teklif eden seyyar dövizcilere kanmayın.
• İç cep götürün ve pasaportunuzu paranızın büyük kısmını onda taşıyın, benim başıma böyle bir olay gelmese de gidenlerden başına gasp, hırsızlık olayları geldiğini okudum, tedbirli olun.
• Kimseye güvenmeyin, herkesle iyi geçinin ama planlarınızı onlara göre yapmayın her zaman ikinci bir planınız olsun.
• Kızlar için özellikle akşam hostelinize dönerken ıssız bir sokakta birinin sizi takip ettiğini fark ettiyseniz sakın haritanıza bakmayın, çevreyi bilmediğinizi anlayan kötü niyetli insanlar size daha kolay yaklaşabilir.
• Geceyi sokakta geçirecekseniz, Tren istasyonlarındaki ve havalimanlarındaki Luggage Room ( bagaj odaları) ‘a kapanmadan önce (8-9 gibi) uyku tulumu ve iç cebiniz dışında bütün eşyalarınızı bırakın.
• Hostelinize yerleştikten hemen sonra çevre turuna çıkın market nerde, eczane nerde, metro durağı yakın mı öğrenin.
• Hostelinize Curfew(belirli bir saatten sonra kapıları kapatıp sizi dışarıda bırakma) uygulaması var mı diye sorun. Yoksa bile,  dış kapının anahtarını mutlaka isteyin..
• Hostel odalarında genellikle bavullarınızı koyabileceğiniz dolaplar oluyor ancak olmadığı takdirde bile endişelenmeyin kimse bu yorucu seyahat sırasında bir 20 kilo daha yük almak istemiyor bu yüzden fermuarlara bir kilit takıp gönül rahatlığıyla dışarıda bırakabilirsiniz.
• Müzelere girerken önceden Gençtur’dan aldığınız uluslar arası öğrenci kartını mutlaka gösterin. Birçoğu bu kartı hiç önemsemiyor ve tam parası alıyorlar sizden. Ancak önemseyen ve kartınıza bakan görevlilere nerelisiniz diye sorduklarında bize tip ve soyadı benzerliklerinden dolayı “I am from Greece”(yunanlıyım) diyin, ancak bu şekilde indirimden faydalanabilirsiniz çünkü onlar schengen ülkesi ama biz değiliz  Son zamanlarda Yunanistan'ın repütasyonu düştüğünden dolayı belki İtalyan taklidi yapmak daha faydalı olacaktır :)
• Bazı müzelere turist grubunun arasına karışıp giren çılgın Türk arkadaşlarımız varmış bu düşünülebilir.
• Metrolarda engelli bölümünden çevreyi kolaçan ederek bedavaya geçebilirsiniz ya da bir bilet atıp arkadaşınızla tost olup geçebilirsiniz. Buna değer mi demeyin çünkü bir zaman sonra 2 durak için 2€ vermek koyabiliyor.
• Buradan gitmeden trekking su matarası almanızda fayda var ve özellikle Roma’da çeşme suyunun tadı oldukça güzel, böylece suya yüksek paralar vermek zorunda kalmazsınız.
• Arada sırada meyve yiyin.
• Akşamları yatarken pilleri şarj edin. Dolduysa hafızayı aktararak boşaltın.

• Tren bileti sıraları çok ama çoook uzun olur, bu yüzden bileti almadan önce bilet sırasının en önündeki kişiden rica edip sadece bir soru soracağınızı söyleyin ve onlara gideceğiniz treni ve saati söyleyin ve global-pass ya da interrail biletiniz olduğunuzu söyleyin ve supplement(ilave ücret) ödemek zorunda mıyım diye sorun. Eğer ki hayır derlerse gönül rahatlığıyla treninize hiçbir bilet almadan gidebilirsiniz. Bu işlemi akıllı telefonunuz varsa önceki konularda verdiğim sitelerden de kolaylıkla öğrenebilirsiniz.
• Bilet almadan bindiğiniz trenlerde size özel bir koltuk yoktur bu yüzden öncelikle çantalarınızı yerleştirin ve bir yere oturun. Eğer o koltuğun sahibi gelirse ve her yer doluysa en azından bavul derdiniz olmaz.
• Domuz eti yemiyorsanız her ürünün içerik kısmına bakın, eğer “pork, lard, ham, bacon” geçiyorsa yemeyin. Burger King, Mc Donalds gibi yerlerde genellikle domuz eti veya yağı kullanılıyor. Bunu belirtip istemediğinizi ve hangilerinde yok diye sorarsanız size alternatif sunabiliyorlar.
• Çöpünüzü yere atmayın! Çok büyük tepkiye yol açarsınız.
• Karşıya geçerken sağa sola bakmanıza gerek kalmadan geçebilirsiniz, ani frenle zor duran sürücülerden laf yemek yerine özür dilediklerini görmek sizi şaşırtacaktır.(Ama yine bir akın mesuliyet kabul etmem :D )
YEMEK İŞİNİ SAKIN AKŞAM 9 DAN SONRAYA BIRAKMAYIN! Bütün gün o müze, şu manzara, bu binayı göreyim derken saatin farkına varamayabiliyorsunuz.Bu yüzden yemek işi genellikle 9 dan sonrasına kalıyor. Tabii ki Türkiye’de olsanız her restoran açık olur ve yemek bir sıkıntı haline gelmez. Ama Avrupa’da bizdeki gibi gece hayatları olan şehir neredeyse yok bu yüzden insanlar 7 gibi akşam yemeklerini yiyip 9 a kadar bütün işlerini bitiriyorlar. Siz hostelinizde duş alıp hazırlanıp vakit kaybederken insanlar yemeklerini yiyip içkilerini içip evlerine geri dönüyor oluyorlar, bu yüzden en geç 7 gibi akşam yemeği faslına girin.

Havalimanında neler yapmalısınız

Evet “O” gün geldi çattı. Uçağa binip Avrupa’ya ayak basmaya ve hayatınızın en güzel günlerini geçirmeye dakikalar kaldı. Bu bölümde, havalimanında neler yaparsanız, nasıl zamandan kazanırsınız ve diğer dikkat etmeniz gereken noktalardan bahsedeceğim.

Yurtdışı tecrübesi olan arkadaşlar bu bölümü atlayıp “Seyahat ederken dikkat etmeniz gereken noktalar” bölümüne geçmenizi tavsiye ediyorum.

“Havalimanında neler yapmalısınız” bölümünü bu konuda fazla veya hiç tecrübesi olmayanlar için yazıyorum.

Giderken havalimanında neler yapmalısınız ile başlayalım; öncelikle “yurtdışına çıkış harcı” adında 15 tl bir para ödeyerek bir gişeden pul alacaksınız. Sonra uçuş bilgilerinize bakıp, uçuş numaranızı “Dış Hatlar” yazan ekrandan kontrol edip hangi bagaj gişesinde sıraya girmeniz gerektiğinizi öğreneceksiniz.

Daha sonra üzerinde vizenizin bulunduğu pasaportunuz, pulunuz, uçuş bilgilerinizin bulunduğu bilet veya çıktısı ile bagaj sırasına gireceksiniz. Genellikle uzunca bir sıradır ve çokça geç kalan ve uçağı kaçırmak üzere olan panikli yolculara öncelik verildiği için sıra kısa bile olsa çok yavaş ilerler. Bu yüzden uçuşunuzdan “en az” 1.5 saat önce bu işlere başlayın. Bu sıra bittikten sonra bagajınızı vereceksiniz ve size hangi uçuş kapısından uçağınızın kalkacağını bildirecekler. Bu bölüme geçmeden önce yine bir sıraya gireceksiniz ve bu seferde Türkiye’den çıkış gişesinde memurlar pasaportunuza birkaç imza ve kaşe işlemi uyguluyorlar. En sonunda elinizde uçak biletinizle daha önceden size söylenen uçuş kapısına ilerleyip uçağa biniyorsunuz.

Küçük Uyarı: Sakın yanıma su alayım da uçakta para vermeyeyim diye bir düşünceye kapılmayın içeri sokmuyorlar genelde çantalara bakıyorlar, ancak iyi kamufle ederseniz aynı suya 5 kat fazla para vermekten yırtabilirsiniz.

“Genellikle” uçaktan indiğinizde pistten, bir servis (shuttle) yardımıyla havalimanına götürüleceksiniz, ve “non-EU” ya da "non-schengen"(Schengen ülkeleri vatandaşı olmayan) “EU” ya da "schengen"( Schengen ülkeleri vatandaşı) adı altında 2 farklı gişenin “non-EU” kısmında, yani kalabalık olan kısmında sıraya gireceksiniz. Sıranızı paşa paşa bekledikten sonra tek tek alınan gişe bölümüne gelip, giriş yaptığınız ülkenin dilinde merhaba, günaydın, iyi akşamlar vs. deyip gülümseyerek pasaportunuzu uzatacaksınız. Bunu yaparsanız sorun yaşamazsınız diyemem ama önceden giden arkadaşların anlattığı kadarıyla bazı ülkelere giriş yaparken Türk olduğunuz için sıkıntı yaratabiliyorlarmış, bu yüzden sahtede olsa sempatik gözükmekte fayda var :D

Gişedeki memur birkaç kaşe,imza işini tamamlarken size "ne amaçla geldiniz?" veya "öğrenci misiniz?" tarzı sorular sorabilir hazırlıklı olun. En önemlisi sakin olun Müslüman bir ülke olduğumuz için olası terörist olarak bakıyorlar ne yazık ki. Bu bakış açısına ben maruz kalmasam da bir tanıdığım İngiltere’ye girerken sakalları var diye 2 saat çantayı incik cincik aradıklarından sonra arkadaşım “Niye bu kadar sorguya çekiliyorum?” diye sorduğunda memur “çünkü görünüşünle olası tehlike arz ediyorsun” cevabını vermiş. Kısacası kesin başınıza böyle bir şey gelecek diyemesek de düzgün bir kıyafetle ve sakal tıraşıyla gitmek bu olası gereksiz tatsızlığı yaşamanızı engelleyecektir.

Evet, gişe bölümünü atlattıktan sonra artık Avrupa’dasınız ve birkaç tren yolculuğu hariç hiçbir şekilde pasaportunuzu göstermeyeceksiniz. Şimdi bagajınızı uçuş numaranızın yazılı olduğu bagaj bantlarından takip ederek alacaksınız. Eksik var mı diye kontrol ettikten sonra artık ülkeye tam anlamıyla girmeye hazırsınız.

2 Aralık 2011 Cuma

6.Aşama (Malzemeler çantaya , Çanta sırta )

5 aşamayı hallettiniz! Avrupa havasını solumaya en az 15 gününüz var. İlk önce kendinizi bir alkışlayın çünkü kendinizle gurur duymalısınız ve hemen ardından bir kahve hazırlayıp okumaya devam etmelisiniz =)

Artık sırt çantanızı hazırlama evresindesiniz ancak öncelikle bir sırt çantasına ihtiyacınız var =)

ÇANTA




Sırt çantaları 55,60,65,70,75,80,85 litre olarak, birçok özellikli ve değişik markalarda satılıyor. Fiyatlar ise 60 tl ile 300 tl arasında değişiyor. Şimdi çok mantıklı olarak nedir bu kadar fiyat farkı yaratan özellik diye soruyorsunuzdur. Uzmanı değilim ancak çanta almak için yaptığım araştırmalar sırasında, bir çanta alırken nelere dikkat etmek gerektiğini şu maddelerde toplayabilirim;

• Çanta sırtından alüminyum destekli olmalı böylece sırt ve bel ağrılarını engelliyor bunun yanında belle sırt arasında boşluk yaratarak terlemeyi kısmen engelliyor.
• Bele çantanın kumaşından oluşan ve yumuşak bir kuşakla bağlanıyor olması gerekli, bunu kürek kemiklerinize oturttuğunuz zaman omuzlarınızda ufacık bile ağırlık hissetmeyeceksiniz. Böylece çantanın ağırlığını vücudunuzun çeşitli yerlerine dağıtmış olacaksınız.
• Çantanın kumaşı havalandırmayı çok iyi yapmalı aksi takdirde uzun zaman kalan kirli çamaşırlar bütün kıyafetlerinizi kokutabilir ve bunun yanında ya çanta kumaşı su geçirmez olmalı ya da kendinden yağmurluklu modellere bakılmalı.
• Ağırlığınıza ve fiziğinize uygun bir çanta seçin. Ne kadar ağır çanta, o kadar size eziyet haline gelecektir. Kızlar için genellikle 55 lt en fazla 65 lt uygundur. Erkekler içinse sınır yok ancak dediğim gibi ne kadar hafif o kadar iyi.
• Çok cepli ve ip bağlayacak, halka geçirilecek kulaklara sahip bir çanta çok kullanışlı olacaktır. Hele ki çantanın altında uyku tulumunuzu koymak için özel bir cep varsa tadından yenmez.
• Genelde çantalar 45+10 , 65+10 tarzında yazılarak satılır.Bu +10 luk +20 lik kısımlar çantanın içinden iple sıkıştırılarak 2 ayrı bölüm oluşturarak yapılan kısımlardır.Bu kısımlar hemen elinizin altında olması gereken şeyleri koyarak kolayca ulaşmanızı sağlar.

Çantanızı olabildiğince hafif yapmaya çalışın bana kalırsa erkekler için 15 kiloyu idealdir ama 20 kiloyu da geçmesin. Kızlar daha hafif çantalarla giderlerse eziyet çekmezler.

Çantaları adresini vereceğim yerlerden kaliteyi ucuza alabilirsiniz ya da internetten, mağazalardan hafif kazık yiyerek alabilirsiniz.

İstanbul: Mercan yokuşu(Eminönü)
İzmir : Kemeraltı
Ankara : Ülkealan Pasajı ve Yiba Çarşısı

Çekçekli çantalar çok mantıklı diye düşünebilirsiniz ancak çanta ne kadar kaliteli de olsa bütün yollar o küçük tekerleklerin sorunsuzca gidebileceği kadar pürüzsüz değil. Bunun yanında bir elinizin daima dolu olması sizin için dezavantaj. Ancak önceden bahsettiğimiz gibi genellikle otellerde kalıp çantayla pek yol almayacaksanız kesinlikle en ideali bu çekçekli çantalar.

UYKU TULUMU




Bunun yanında uyku tulumu ve mat kesinlikle lazım. Çünkü devamlı hostellerde bile kalsanız hiç beklemediğiniz şekilde kendinizi sokakta bulabiliyorsunuz. Zaten çok büyük bir ağırlığı yok ama işlevi çok.



ÇADIR




Eğer sefil(gerçek) interrail yapacaksanız çadır en önemli unsur. Çok para dökmeyin ve gittiğiniz mevsime göre çadır alın. Devamlı çadırda kalacaklar için şişme yatak düşünülebilir ancak taşıma konusu sıkıntı olacağından tercih size kalmış.

MALZEME LİSTESİ

Son olarak, interrail boyunca işinize yarayacak neredeyse bütün eşyaların bir listesini hazırladım. Sadece bunun çıktısını alıp gittiğiniz sezona göre üzerine “tik” atarak bile neredeyse hiçbir eksiğiniz olmadan hazırlığınızı bitirebilirsiniz. İşte o liste;

• 3-4 boy Kilit •El feneri
• Tırnak makası •Kulak çöpü
• ıslak mendil •tuvalet kağıdı
• jilet •diş macunu,fırçası
• kirli torbası •yiyecek torbası
• atki,eldiven,bere(eylül,ekim) •aspirin
• multivitamin •sinkov
• duş jeli •şampuan
• kas gevşetici hap veya krem •uçuk kremi
• ishal ilacı •bir sürü çorap
• bir sürü iç çamaşırı •4-5 t-shirt
• 1 kazak •1 sweatshirt
• 1 kalın hırka(kapşonlu) •2 pantolon
• 1 eşofman •Yastık kılıfı,çarşaf
• Vücut havlusu •Güneş gözlüğü
• Kamera ve şarj aleti •Fotograf makinası ve şarj aleti
• Usb kabloları •Telefon,kulaklık
• Kulak tıkacı •Uyku bandı
• Pasaport •Para
• Bilet •Uçak bıletı cıktıları
• hesap kartı •kredı kartı
• Kımlık,ogrencı kımlıgı •Fotokopiler(bütün resmi belgelerin ve kimliklerin)
• iğne,iplik •Geniş bir naylon(uyku tulumunun altına sermek ıcın)
• koltukaltı rolon,deodorant •boyun yastıgı
• bot •terlik
• bandaj •kitap
• göz bandı •kulaklık,mp3
• pamuk •usb
• trekking su matarası •boş dvd(resimleri depolamak için)
• şapka •mayo;bikini;mayokini :D
• kalem,defter •telefon şarj aleti(yedekli !!)
• yağmurluk,panço •banyo lifi
• yara bandı •güneş kremi
• kadın hijyen malzemeleri •ip,lastik

11 Kasım 2011 Cuma

5.Aşama(Uçak bileti, İnterrail bileti, Pasaport ve Vize alma)

Uçak Bileti

Rotanız belli,paranız hazır ve gitmenize en az 2 ay var.İşte uçak bileti almanın tam zamanı.! Unutmayın, artık bundan sonra geçen hergün daha fazla para ödemek demektir. Genelde interrail yaz aylarında yapıldığından dolayı son 1 ay kala uçak biletlerine bakarsanız; ya yer bulamazsınız, ya da ücreti oldukça yüksek olur. Bunun yanında bazı hava yolu şirketlerinin kampanyaları olmuyor değil ama ne hikmetse kampanya başladıktan 1 saat sonra “indirimli koltuklarımız bitmiştir” diyorlar. Bu sebeplerden dolayı uçak bileti işini en az 2 ay önceden halledin. Hem böylece ilk adımınızı atmış olup heyecan katsayınızı artırmış olursunuz =) .

-----------------------------------------------------------------------------------------

İnterrail Bileti

Biletin geçtiği ülkeler; INTERRAIL GLOBAL PASS ve INTERRAIL BİR ÜLKE PASSaşağıda belirtilen 30 Avrupa ülkesinde geçerlidir:
Almanya, Avusturya, Belçika, Bosna-Hersek, Bulgaristan, Çek Cumhuriyeti, Danimarka, Finlandiya, Fransa, Hırvatistan,Hollanda, İngiltere, İrlanda Cumhuriyeti, İspanya, İsveç, İsviçre, İtalya, Karadağ, Lüksemburg, Macaristan, MakedonyaCumhuriyeti, Norveç, Polonya, Portekiz, Romanya, Sırbistan, Slovakya, Slovenya, Türkiye, Yunanistan.


Sırada interrail biletinizi almak var. Buna karar vermek için bir önceki aşamada ayarlamış oldugunuz rotanıza ve seyahat uzunluğunuza bakmak gerekli. Bilet türlerini kısaca tanıtmak gerekirse;



1. Global Pass
2. Bir Ülke Pass

olarak 2 gruba ayrılıyor ve 26 yaş altı ,26 yaş üstü(1. Sınıf ve 2. Sınıf) olarak fiyatlandırılıyor.Bu bilet türlerini ayrıntılı olarak tanıtalım.

1.Global Pass: Bu bilet grubu 2 farklı türe ayrılır:

a) Flexi
b) Sürekli Geçerli

a) Flexi: Bu türde 22 Gün İçinde 10 Gün (Flexi) ve 10 Gün İçinde 5 Gün (Flexi) seçenekleri bulunuyor. Yani 22 gün boyunca geçerli bir interrail bileti alıyorsunuz ancak 10 gün boyunca o bileti kullanabiliyorsunuz. Bu kullandığınız 10 günün içerisinde dilediğiniz kadar trene binebilirsiniz. Ancak ertesi güne sarkarsa 2. Günüde kullanmış sayılıyorsunuz. Bu kontrolü trendeki bilet kontrol memurları yapıp biletinizin üzerine kullandığınız günü yazıp kaşeliyor veya imzalıyorlar ki siz bir daha kullanamayasınız. Ancak forumlarda okuduğum kadarıyla şöyle bir çakallık varmış, silinebilir tükenmez kalemle siz kendiniz dolduruyormuşsunuz ve memur gelince eğer imza atmadan bakıp geçerse, o gittiğinde onu silip ilerde tekrar trene bindiğinizde o günün tarihini atıyormuşsunuz böylece 10 günlük binme hakkını 15 e hatta 20 ye çıkaranlar varmış. Tabi bu olasılığa güvenip gitmek ne kadar mantıklı bilmiyorum ancak paranız azsa bu risk belki alınabilir çünkü 70-80€ kadar ucuza geliyor bu bilet türü.

b) Sürekli Geçerli: Bu türde 15,22 gün ve 1 ay sürekli geçerli bilet türleri bulunuyor. Ve bu da aldığınız biletin geçerlilik süresi boyunca dilediğiniz kadar trene binmenize olanak sağlıyor. Böylece flexi deki stresi yaşamıyorsunuz ve bir yerden sıkıldınız mı hemen trene binip acaba hakkımı doldurur muyum stresini düşünmeden uzaklaşabiliyorsunuz. Bu bilet türünde şöyle bir şey yapabilirsiniz; mesela 22 gün seyahat yapacaksınız, ilk ve son 3 günü aynı şehirde trene binmeden geçireceksiniz, bu durumda 6 gün hiç trene binmeyeceksiniz demektir yani 22 gün sürekli global pass almak yerine 15 gün alıp yaklaşık 30€ kara geçebilirsiniz. Ancak bu paraya değer mi o riski almak size kalmış.

2.Bir Ülke Pass: Bu bilet türünde ise size sunulan ülke gruplarından birini seçip o grubun içinde bulunan ülkelerin trenlerinde 1 ay içinde 3-4-6-8 gün (flexi) olarak kullanabiliyorsunuz. Mesela eğer ki sadece İtalya’yı ve çevresindeki 1-2 ülkeyi gezecekseniz ve genelde her şehirde 4-5 gün kalıp sadece 3-4-6-8 defa trene binip şehir değiştirecekseniz, bu bilet türü size oldukça uygun çünkü fiyatlar sürekli geçerli global pass e göre oldukça ucuz.

Biletlerin Fiyatları ve alabileceğiniz yerler için :

http://ulasim.genctur.com.tr/node/78

------------------------------------------------------------------------------------------

Pasaport




Biletinizi de seçip aldıktan sonra sırada pasaportunuzu almak veya yeniletmek var. Artık e-pasaporta(çipli) geçildi ve eski renklerde birazcık değişti, bunun yanında pasaport almak oldukça kolay bir işlem.

http://www.epasaport.gov.tr/

Siteden, size en uygun zamanda ve en yakın emniyet şubesinden randevu alıyorsunuz. Daha sonra yine sitede belirtilen belgelerinizi toplayıp randevu saatinde gidiyorsunuz ve 2-4 gün sonra pasaportunuz postayla evinize kadar geliyor, bu kadar basit. Eğer ki yüksek pasaport harç bedelini ödemek istemiyorsanız ve öğrenciyseniz, bunu okulunuzdaki öğrenci işlerine belirtin ve en fazla 2 senelik pasaport harç bedelinizi okulun ödemesi için size bir kağıt veriyorlar ve siz bu kağıtla vergi dairesine gidip onaylatıyorsunuz böylece sadece pasaport defter bedelini(54 tl) verip 2 senelik pasaportunuzu alabiliyorsunuz.

------------------------------------------------------------------------------------------

Vize




Pasaportunuzu aldıktan sonra geriye eğer yeşil(hususi) pasaportunuz yok ise vize başvurusu yapmak gerekiyor. Avrupa ülkelerinin büyük bir kısmında (Almanya, Avusturya, Belçika, Çek Cumhuriyeti, Danimarka, Estonya, Finlandiya, Fransa, Hollanda, İzlanda, İspanya, İsveç, İsviçre, İtalya, Letonya, Litvanya, Lüksemburg, Macaristan, Malta, Norveç, Polonya, Portekiz, Slovakya, Slovenya ve Yunanistan) schengen vizesi geçerli. Bu vizeyi almak için hangi ülkeden giriş yapacaksanız o ülkenin buradaki konsolosluğuna veya vize ofisine gidip gerekli belgeleri temin etmeniz yeterli oluyor.

Tabi bu işin formalite kısmı. Ancak ilk kez schengen vizesi alıyorsanız görevliler sizi ince eleyip sık dokuyorlar ve hatta mülakat, başvuru sırasında birçok kez sinirinizi bozabiliyorlar. Ancak bunun olmasını istemiyorsanız belgeleri internet sitesinde belirttikleri şekilde tam olarak temin etmeniz gerekli.Bunu yaparsanız hiçbir sıkıntı ve üzüntü yaşamadan istediğiniz süreden bile uzun vize veriyorlar.Ben İtalya’dan başlayacağım için İstanbul’daki iData firmasından başvurumu yaptım.Banka hesabınızda en az 2 ay öncesinden yatırılmış ve hala orda olan bir para, ev tapusu, araba ruhsatı,borsadaki yatırımınız vb mali teminatlar gösterdiğiniz takdirde ve başvurduğunuz ülkede çok kalacağınızı hostel rezervasyonlarıyla gösterdiğinizde, emin olun hiçbir sıkıntı çıkmıyor.Tek umursadıkları şey, çok doğal olarak; bu adam bizim ülkemizde kaç gün kalacak ve ne kadar para harcayacak.

Vize başvurusu yapmak için pasaportunuz, uçak bileti aslı veya fotokopisi,hostel rezervasyonları,tercihen interrail biletiniz olması gerekiyor bu yüzden en sona vize başvurusunu bıraktık.Vize başvurusunu en az 1 ay önceden yapmanızı öneriyorum çünkü birkaç belge eksikliği yüzünden birkaç kez randevunuz ertelenebiliyor.

----------------------------------------------------------------------------------------

Hostel Rezervasyonu

Hostel rezervasyonları kısmı kafanızı biraz kurcalıyor olabilir hemen açıklık getireyim. Konsolosluk sizin nerede kalacağınızı merak ediyor bu yüzden sizde onların içini rahatlatmak amacıyla sahte olarak seyahat planınıza uygun olarak hostel rezervasyonu yapıp bunların çıktılarını alıp dosyanıza ekliyorsunuz. Vize çıktıktan sonra da bu rezervasyonları ücretsiz olarak iptal ediyorsunuz =) .Bunu

http://www.booking.com/

adresinden yapabilirsiniz. Ancak dikkat etmeniz gereken bir nokta var; baktığınız hostelin açıklamalarında ücretsiz iptal(free cancellation) bilgisini görün yoksa o parayı ödemek durumunda kalabilirsiniz.

Vizeniz çıktıktan sonra hem bu adresten hem de

http://www.hostelworld.com/

adresinden gerçek rezervasyonlarınızı yapabilirsiniz. Ancak ben hostelworld sitesini tavsiye ediyorum çünkü çok daha ucuz hosteller mevcut ve siteyi kullanımı oldukça kolay.

Sonuç: Uçak biletinizi, intarrail biletinizi, pasaportunuzu ve vizenizi aldınız. Ve seyahatinizin başlamasına daha en az 15 gün var. Son aşamaya oldukça yaklaştınız. Hala inanamıyor olabilirsiniz, kendinize gelin ve son aşamayı yani en zevkli aşamayı bitirip Avrupa’ya ayak basmaya hazırlanın…

3 Kasım 2011 Perşembe

4.Aşama (Şehir araştırması,tren bilgileri,seyahati planlama,rotayı çizme)

Evet , hangi tür interrail yapacağınıza karar verdikten sonra, seyahat rotanızı yaklaşık olarak ya da ayrıntısına kadar yapma zamanı.Açıkçası ben seyahatimden 5 ay önce bu aşamaya geçtim ve araştırmaya başladım.5 ay sonunda gideceğim şehirlerin bir kısmının en güzel restoranlarını,en iyi barlarını-gece kulüplerini,müzelerini,tarihi eserlerini ve hatta sokaklarını ezberlemiştim.Evet böyle ince ince araştırmak bazılarına çok sıkıcı gelebilir ama interrail yapma düşüncesinin verdiği heyecan yüzünden kendime engel olamadım ve devamlı araştırdım araştırdım…İşte bu benim eylül 5-25 arası yaptığım interrail rotam:

roma(3)- napoli(0)- floransa (3) - venedik (1) - nice (0) - barcelona (2) - cerbere (0) - paris (2) - brüksel (1) - amsterdam (3) - prag (3) - viyana (1)




Böyle ince ince araştırdığım şehirler dışındaki yerlerde bazı sıkıntılar yaşadım. Bu sıkıntıları açıklamak gerekirse, ilerde anılar bölümünde anlatacağım ufak bir anıyı size anlatayım:

“Prag’a hiçbir araştırma yapmadan gitmiştim ve sadece yüzeysel olarak;şehirde bir old city ve bir de new city olduğunu, bunun ortadaki vltava nehri ile ayrıldığını ve birde görkemli bir prag kalesi olduğunu biliyordum.Şehre gittim hostelime yerleştim ve şehir haritasını önüme aldım ve nerelere gideyim diye bakmaya başladım, ancak turistlere kesinlikle tavsiye edilen ve büyük büyük şekillerle haritaya yerleştirilen yaklaşık 25 yer olduğunu gördüm.Ve eyvah! dedim.Hangi sırayla gezecektim,acaba hangilerinde ne var? Hepsi görülmeye değer mi? Ve ilk 10 tanesini biraz yavaş gezip de, aslında en efsane olanı sona bıraktığım için gezemeden gelirsem ne yaparım! Bu endişeler yüzünden hemen google a girip sıra sıra hepsine bakmaya ve okumaya başladım tabi yüksek internet parası yüzünden hızlı hızlı bakmalıydım ancak yaklaşık 1,5 saatim bunları okumak ve elemekle geçti. Bir kısmını eledikten sonra haritadan üstünü çizdim ve optimum rotayı belirledim.Ve gezmeye başladım.Ancak geri döndüğümde önceden birkaç kez giden arkadaşlarımdan daha gezmediğim yerler olduğunu ve büyük şeyler kaçırdığımı öğrendiğimde çoook pişman oldum.”

İşte bu hikaye aslında her şeyi açıklıyor.Eğer burada sıkıcı(interrail’e göre) hayatınızdan birkaç saatinizi ayırıp araştırma yapmazsanız; ya orda altın değerindeki zamanınızdan harcayacaksınız ya da tam gezemeden geri dönüp “keşke!” diyeceksiniz,karar sizin.

Ancak bu, seyahatinizin her anını planlamanız gerektiği anlamına gelmiyor.Sadece gittiğiniz şehirde en az zaman kaybederek en çok şeyi yapmanıza yarayacak.Çünkü interrail her ayrıntısı planlanması gereken bir şey değil yani bir kalıbın içine koymaya sakın çalışmayın.Prag’dasınız, diyelim ki ertesi güne kadar viyanaya tren yok , hemen en yakın trene bakın ve ona atlayıp gidin, belki de o gittiğiniz yer taa oralara kadar gidip önünden geçip uğramayacak olmanıza çok üzüleceğiniz bir yer çıkacak belki de hiç güzel bir yer çıkmayacak ama orda tanıştığınız bir insandan dinlediğiniz hayat hikayesi ya da size verdiği küçük bir hediye ile çok mutlu olacaksınız.İşte interrail tam olarak budur, yoksa diğer türlüsünü tur ile giderek de yapabilirsiniz ya da yaptığınız interrail başkalarına kıyasla çoook sıkıcı olur emin olun ve bunu döndüğünüzde anlayacaksınız çünkü bazı insanlar interraillerini size anlattıklarında eğer güzel gezerseniz onların ne kadar sıkıcı bir interrail yaptığını anlayacaksınız ama kalıplar içinde sıkıcı bir interrail yaparsanız başkalarının interrailini dinlerken “adamlar ne eğlenmiş yau “ diyip bir “keşke!” daha diyeceksiniz.

Avrupa’daki bütün şehirleri bilmeniz imkansız tabii ki de ancak kulaktan dolma bilginizle ya da lisede coğrafya,tarih derslerinde duyduğunuz ve böylece gitmek istediğiniz şehirler listesini öncelikle hazırlayın.Seyahat uzunluğunuzdan 2-4 gün arası çıkarın çünkü bu süre tren yolculukları arasında geçiyor.Ve her şehre ortalama 2 gün ayırın.Bu süre,zaten azalıp artacak seyahat sırasında.Ve seçtiğiniz şehirlerin birbirlerine uzaklığını da göz önüne alın.Çünkü; genel seyahat rotanızdan çok alakasız olan bir şehir, uzun tren yolculukları ve aksilikler yüzünden ileriki günlerde gitmek isteyeceğiniz bir şehre gidememenize yol açabilir.Ve her şehre verdiğiniz ortalama 2 gün eğer ki planladığınız seyahat süresini aşmıyorsa tamamdır artık gideceğiniz şehirler belli.Sırada rotanızı belirlemek var.

-------------------------------------------------------------------------------------------

Bunu şu siteden çok güzel bir şekilde ayarlayabilirsiniz:

http://plannerint.b-rail.be/bin/query.exe/en?L=profi&

Bu siteyi bütün Avrupa’daki bilet ofisleri kullanıyor.Yani size bilet vermeden öncelikle bu siteye girip bakıyorlar hangi tren olduğuna ve daha sonrasında yer olup olmadığına,fiyatına başka sitelerden bakıyorlar.Bu sitede ücretler yazmaz.

-------------------------------------------------------------------------------------------

Bir diğer sitede bu:

http://www.raildude.com/en/interrail-night-train.html

Bu site yabancı olmakla birlikte Avrupa’daki bütün gece trenlerini,saatlerini ve interrail biletiniz ile kaç euro supplement ödeyeceğinizi veya hangi trenlerle beleşe gidebileceğinizi ve hangi ülkelerde hangi trenler vardır ve hangileri hızlı trendir gibi bilgilerin hepsini çok ayrıntılı ve güncel bir şekilde vermektedir.Bunların yanında bu trenlerle seyahat edenlerin yorumları ve çakallıklarını anlattıkları forum bölümü de bulunmaktadır.

--------------------------------------------------------------------------------------------

Bu 2 siteyi iyi inceleyerek,bazı yolcuklarda 120€ supplement yerine 12€ supplement ödeyerek inanılmaz kara geçebilir ve gece trenlerini öğrenip zamandan kazanabilirsiniz.

SONUÇ:

Bu bilgiler ve siteler doğrultusunda rotanızı kabaca belirleyip, rotanızda bulunan ve bulunması ihtimali olan şehirleri ayrıntılı bir şekilde araştırırsanız bu aşamayı da başarılı bir şekilde geçmiş olursunuz.

Not: Bazı zamanlarda araştırmadan,plan yapmaktan sıkılacaksınız ya da para ayarlama olasılığınız çeşitli sebeplerden dolayı düşecek ve interrail yapmaya olan inancınız düşecek ancak yılmayın ve araştırmaya devam edin ancak en önemlisi hevesinizi ve moralinizi hem yüksek tutun…

28 Ekim 2011 Cuma

3.Aşama (Para,Para,Para)

Artık seyahat edeceğiniz kişi sayısını bir kenera bırakıp gideceğiniz ülkeleri ve şehirleri yaklaşık olarak belirleyip kabaca bir rota çıkarma vakti.Tabi bunu yaparken para çok büyük bir etken olacak.O yüzden yaklaşık olarak işe yarayacak bir formül veriyorum sizlere en azından 2011 yılı için geçerli bir fiyat yıllar geçtikçe enflasyon yüzünden bunun üstüne biraz daha para ekleyerek hesap yapmanızı öneririm.Öncelikle şuna bir kara verin;


1-)Burjuva Interrail:Şehirler arası tren yolculugu yapmak istediğim sıralardaki tren bulamama sıkıntılarım dışında garlarda,havalimanlarında,parklarda vs. yatmak istemiyorum 8-10-12-16-18! Kişilik hostel odalarında(koğuşlarda) kalırım en azından sıcak yatacagım yer, bir duş alacağım yer olur hem türlü türlü insan tanırım ama bu yüzden; oranın çok ünlü bir yemeğini yiyememe,ya da çok beğendiğim bir eşyayı alamama riskini göze alırım diyorsanız ve genellikle Fransa-İspanya-Kuzey Avrupa ülkelerine gidicem diyorsanız yaklaşık formül şu şekilde olmalıdır;

(Hostelde Kalıcağınız gün) X 12-24€ (bunun bu kadar değişmesinin sebebi gittiğiniz sezonla alakalı)
• 3 öğün fastfood yerseniz; gün X 10€
• Ama markete girip konserve,ekmek,meyve alıp uzun süre idare ederseniz;
gün X 5-6 €
• Eğlence; bir biranın 2-4€ arası oldugunu varsayarsak ve 3-4 bıradan cerezle bırlıkte gün X 15€
• Ama marketten şarabımı,çerezimi alırım geçerim en güzel manzaralı yerine krallar gibi içerim ya da ilerde söyleyeceğim öğrenci toplaşma yerlerine gider hem ucuz içerim hemde insan tanırım diyorsanız şarap 4-8€ arası çerezle gün X 7-11€
• Müze; ISIC öğrenci kartınızın olduğunu varsayarsak ve her görevliye yunanlı olduğunuzu söylediğinizi varsayarsak böylece indirimli olarak günde kilise dışında paralı 2-3 yere girersiniz ortalama gün X 15-20€
• Metro Venedik ve Amsterdam hariç çoğu yerde en çok kullanılan ulaşım şekli bu yüzden zamandan ve enerjiden büyük tasarruf sağlarken şehri iyice görüp gerçek hayata tanık olmanıza biraz engel oluyor ama 1 kere-günlük-haftalık metro biletleri mevcut ve 1 kere olanlar en pahalısı kuzey avrupada olmak üzere 1.5- 2.5 € arası ama tabi siz günde en az 4-5defa bineceğinizden çoğu zaman günlük 7-11€ olanlardan almak daha mantıklı oluyor.
• Tren supplementları var bazen gitmek istediğiniz saatte ve ilersindeki 3-4 saat içinde sadece hızlı tren oluyor ve sizde ona binmek zorunda kalıyorsunuz ya da çok aktarmayla zaman kaybetmek istemiyorsunuz o yüzden 22 günlük bir seyahat boyunca yaklaşık 80€ falan gidiyor

Yani en ucuzunu toplarsak : günlük 45€
En lüksünü düşünürsek : günlük 75€


Tabi bu koşullardan sizin az içmenize,daha ucuz müzelere girmenize ya da o gün içki içmeyip onun yerine güzel bir akşam yemeğini tercih etmenize bağlı olarak fiyatta düşüş ya da artış olabilir.




2-)Fakir(sefil),Gerçek Interrail: İsminden de anlaşıldığı gibi hostel yatakları sırtıma batar ben rahat edemem ayak kokusu içinde, krallar gibi açık havada yatarım kafam rahat olur diyorsanız bir kere hostel parasından yırttınız ama tabikide çantanızı ve fotograf makinası vs eşyalarınıza bakmakla bütün geceyi geçirmek istemiyorsanız tren garlarında veya havalimanlarındaki “locker” lara bunları -en pahalısı İtalya’ da olmak üzere- bırakmak zorundasınız.Ya da şehrin dışındaki kamp alanlarında kalabilirsiniz ama bunun birkaç sıkıntısı var gece 11 gibi erken bir saatten sonra genellikle ulaşım olmuyor ve bu yüzden keyfi kaçıyor olayın.

• Locker parası günlük-saatlik olarak değişsede yaklaşık gün X 5-7€
• Üstteki gibi markete girip konserve,ekmek,meyve alıp uzun süre idare ederseniz; gün X 5-6 €
• Üstteki gibi marketten şarabımı,çerezimi alırım geçerim en güzel manzaralı yerine krallar gibi içerim ya da ilerde söyleyeceğim öğrenci toplaşma yerlerine gider hem ucuz içerim hemde insan tanırım diyorsanız şarap 4-8€ arası çerezle;
gün X 7-11€
• Fakir işi dedik; öyle Louvre a falan girmeler,sistine chapel’i gezmeler, eiffelin 3. Katına çıkmalar kısacası paralı olan şeyler yok o yüzden hem ruhunuzu dinlendirmek hemde insan gözlemlemek, fotograf çekmek ve hayatın anlamına doğru uzun düşüncelere bedava kapılabileceğiniz kiliseler ve şehrin yıllardır akmayı sürdüren nehirleri,sapasağlam duran binaları,köprüleri sizin tercihiniz olmalıdır.
• Metroya kaçak binmenin,ya da daha az riskle aldığınız 1 biletle aynı anda arkadaşınızla tost olup ucuza geçmenin tam zamanı.Akşamları kontrol olmuyor sabahlarıda acil çıkış,engelli girişi denilen kısımlardan biraz dikkatle geçmek mümkün.
• Tren supplementlarını da 3-4-5 aktarmalı olarak interrail biletinizin bedavaya götürdüğü trenleri kullanarak birazcık eziyet çekerek en aza indirebilirsiniz.

Yani en ucuzunu toplarsak : günlük 17€
En lüksünü düşünürsek: günlük 24€


Bunlara;
2 yıllık pasaport harç bedeli + defter bedeli : 110€
Vize işlemleri + yurt dışı harç bedeli : 91€
Uçak gidiş-geliş(en az 2 ay öncesinden alınırsa) : 100€
60-80 lt çanta,çadır,uyku tulumu.mat vs : 100€



dahil edersek...

SONUÇ:

22 günlük seyahat için (1€=2.32 tl)

1-)Burjuva Interrail: en ucuzu : 1459€ = 3393 tl
en lüksü : 2139€ = 4975 tl

Türkiye şartlarına göre güzel para harcarsınız ama seyahati sağlıklı ve birçok tadını tatmış ve müzeyi görmüş olarak geri dönersiniz.

2-)Fakir(sefil),Gerçek Interrail: en ucuzu : 819€ = 1904 tl
en lüksü : 969€ = 2253 tl

Ancak bu fiyatları daha önceden gitmiş arkadaşlarınızdan malzemeleri temin ederek,buradan biraz konserve götürerek, uçak şirketlerinin süper ucuz fırsatlarını yakalayarak 200€ kadar ucuzlaştırabilirsiniz diye düşünüyorum.

Gelelim benim harcadığım paraya22 günde neredeyse hergün hostelde kalarak, canım ne isterse yiyerek, hediyelik eşyalar alarak, içmeye ve eğlenceye neredeyse her akşam çıkarak;  yol, biletler, pasaport ve araç-gereç masrafları da dahil (çanta,uyku tulumu,çadırı veren arkadaşım Gülşah ve "Pegasus kart alana ilk uçuş bedava" kampanyası sağolsun) 22 günde 1080€ yani bu günün parasıyla 2512 tl harcadım..

22 günlük bir seyahat için oldukça ekonomik bir tercihdir ancak alışkın değilseniz birçok bel,omuz,ayak problemi ile geri dönersiniz.Ancak şöyle bakmak lazım birazcık sefillik yaşadıktan sonra her zamanki rahat hayatınıza geri döneceksiniz ve ağrılarınız illaki geçecek ama hafızalarınızdakiler asla...

20 Ekim 2011 Perşembe

2.Aşama (Kendini sorgulamak,Kapsamlıca Araştırmak,Karar vermek)

Eveet, kendimiz gibi maceraperest ve anlaşabileceğimiz adamları topladık sırada derin araştırma var.Bu araştırma dil biliyorsak yabancı sitelerden, ya da “yok kardeşim ben türkten öğrenirim elin yabancısından ne tavsiye alıcam” diyenler içinse türk sitelerden yapılabilir.Site isimlerini ve size gereken tüm linkleri ilerleyen günlerde bir konu açarak hepsini bir başlık altında toparlayacağım.Evet bu araştırmaları yapmak için uzun zamana ihtiyacınız olacak ancak uzun araştırmalarla vaktinizi harcamadan önce gerçekten kendinizde şunu sorgulamakta fayda var; gerçekten bu ülkeleri ince ince gezip her türlü güzelliğinin keyfini çıkarmak,yorulmadan,koşuşturmadan, rahat rahat gezerek kısacası o şehri(ülkeyi) yaşamak mı istiyorsunuz? Yoksa az zamanda bu ülkeleri yüzeysel olarak gezip,hızlıca insan ve bina analizi yapıp,berduş bir şekilde yaşayıp,sabah barcelona plajında 30 derece sıcakta denize girip ertesi sabah pariste 12 derece soğukta kazakla gezmeyi göze alıp, 2 günde bir konuşulan ana lisanın değişmesine aldırmadan bundan zevk alıp, uzun tren yolculuklarında farklı ülkelerden insanlarla saatlerce yolculuk yaparak ve en önemlisi her ırktan,dinden,renkten,huydan insanla anlaşıp anlaşamayacağınızı öğrenmek mi istiyorsunuz? Eğerki tercihiniz ilkinden yanaysa ya interrail den vazgeçin ya da interrail sürenizi 2 aya falan çıkarın (her ne kadar diğer dünya vatandaşlarının asgari süresi 2 ay olsada türk lirası üzerinden para kazanan bizler için bu süre = servet). Diğer bir deyişle ya 2 ay ve üzerinde seyahat planlayın ya da interrail biletlerinden flexi özelliğindeki biletleri alıp, az tren seyahatinizi de ucuza getirerek 3-4 şehri görmeyi düşünün..Eveet gelelim 2. İhtimale hani şu içinde berduş geçen ihtimale hazır olanlara; interrail tam da bu düşündüğünüz şey ve eğerki daha önceki tatillerinizde bahamalara,alp dağlarına,uzak doğuya falan gitmiyorsanız, bu asla bitmesini istemeyeceğiniz, hayatınızın en güzel ve değişik seyahati(tatili) olacak.


Evet, eğer ki Türkiye şartlarında orta sınıf dediğimiz sınıftaysanız, araştırma yapmaya başladıktan 2-3 saat sonra para konusu beyninizi kemirmeye ve sizi vazgeçirmeye çalışacaktır; ama sakın bu gözünüzü korkutmasın hayatınız boyunca “her kuruşuna değdi iyiki gitmişim” diyeceğinizi garanti ediyorum(ama gerçekten bahsettiğim 2. Koşuldaki şartları göze aldıysanız).Para konusunu düşünmeyi bırakıp araştırmaya devam ettikten 1-2 ay sonra işin “kağıt üzerinde” ustası olacaksınız.[Hemen gençtura gidin ve iş başvurusu yapın =) ] Bu işin ustası olarak çevrenizdeki herkese bir rehber olmanın keyfini yaşarken ufak bir ayrıntı dikkatinizi çekecek; o ilk başta gitmeyi planladığınız insanlardan gerek para - gerek yaz okulu -  gerek izin - gerekse gö(z)leri yemediğinden dolayı kimse kalmamış ya da büyük tereddütler yaşıyor olacaklar.Buda gözünüzü korkutmasın yazılarımın hepsini okuduktan ve gerekli araştırmayı yaptıktan sonra kimseye ihtiyacınız olmayacak, zaten tek olduğunuzdan dolayı gezi sırasında bir sürü insanla rahatlıkta tanışıp onlarla seyahat etmeye başlayacaksınız veya seyahat eden bir gruba dahil olup akşam onlarla yemek yemeye ,eğlenmeye; sabah da müze gezmelerine katılmaya başlayacaksınız.Zaten bu hem dil konusunda size yardımcı olacak, hem bütün avrupayı tek başınıza gezdiğinizden dolayı kendinize güven konusunda size büyük fayda sağlayacak ama her şeyden önemlisi özgür olacaksınız; canınız ne isterse onu yapacak, ne yemek yemek isterse onu yiyecek, nereye gitmek isterse oraya gidecek kısacası kendi tur rehberiniz olacaksınız.Sakın çok iyi anlaştığım arkadaşımla gider sorun yaşamam diye düşünmeyin çünkü kesinlikle anlaşmazlığa düşeceksiniz ve bir an kendinizi “kankanızdan” nefret ederken ve seyahatinizi niye bu insanla heba ettiğinizi düşünürken bulacaksınız.Tabiki de bu ihtimalin gerçekleşmeme olasılığıda var ancak emin olun sırtınızda 20 kiloluk çanta varken,tren istasyonunda bir gece önce sabaha kadar acaba şu yandaki "at hırsızı tipli adam" ben uyurken bana saldıracak mı, diye düşünmenizden dolayı 3-4 saat uykuyla dolaşırken, susuz ve açken bunun olma ihtimali oldukça yüksek oluyor.
Sonuç olarak, söylediğim 2 plandan size uygun olanı seçin,araştırmanızı yapın, paranızı ayarlayın, “kankalarınızla” aranızı bozmamak için tek başınıza gitmeyi göze alın ve bir sonraki aşama için kendinizi hazırlayın…

13 Ekim 2011 Perşembe

1.Aşama (Interrail'i duymak-heveslenmek-yüzeysel araştırmak-heveslendirmek)

“Abi geçen bizim arkadaş interrail’e gitmiş süper yerler görmüş, birsürü insanla tanışmış, acayip eğlenmiş ,1 aydır anlata anlata bitiremedi.Kesin ben de yapıcam önümüzdeki yaz…”

Evet, buna yakın hikayeyi herhalde her lise ve üniversite öğrencisi bir arkadaşından dinlemiştir, ve dinlediği yetmemiş , kafasında türlü türlü hayaller kurarak “evet bunu kesin yapmalıyım!” diye kendine telkin etmiştir.Hatta bunla kalmayıp çevresine “Abi geçen bizim arkadaş interrail’e gitmiş…” ile başlayan klasik hikayeyi anlatarak yanına adam toplama çalışmalarına başlamıştır.En azından ben 2007 yılında ilk defa interrail sözcüğünü duydugumda böyle yaptım.

Bu dönem oldukça enteresandır çünkü yaptığın hızlı bir araştırma ile (ama sonrasında acı bir şekilde aslında daha bu işin %1 i bile olmadığını anlayacağın) , bir anda bu işin uzmanı kesilir ve çevrendeki seninle gelme potansiyeli olan herkes ile bu engin bilgilerini paylaşmaya başlarsın.Ve interrail salgınını sana bulaştıranlar gibi sende çokça insana bulaştırıp onlarında aynı aşamalardan geçmesini sağlarsın.Ve bu böyle katlanarak devam eder milyonlara yayılır ancak 1. Aşama; daha öncede belirttiğim gibi işin sadece %1 lik kısmıdır.Zaten, geri kalan kısmını tamamlayıp giden insan sayısını; asla öğrenmek istemeyip diğer aşamalara devam edersin.