26 Aralık 2011 Pazartesi

Havalimanında neler yapmalısınız

Evet “O” gün geldi çattı. Uçağa binip Avrupa’ya ayak basmaya ve hayatınızın en güzel günlerini geçirmeye dakikalar kaldı. Bu bölümde, havalimanında neler yaparsanız, nasıl zamandan kazanırsınız ve diğer dikkat etmeniz gereken noktalardan bahsedeceğim.

Yurtdışı tecrübesi olan arkadaşlar bu bölümü atlayıp “Seyahat ederken dikkat etmeniz gereken noktalar” bölümüne geçmenizi tavsiye ediyorum.

“Havalimanında neler yapmalısınız” bölümünü bu konuda fazla veya hiç tecrübesi olmayanlar için yazıyorum.

Giderken havalimanında neler yapmalısınız ile başlayalım; öncelikle “yurtdışına çıkış harcı” adında 15 tl bir para ödeyerek bir gişeden pul alacaksınız. Sonra uçuş bilgilerinize bakıp, uçuş numaranızı “Dış Hatlar” yazan ekrandan kontrol edip hangi bagaj gişesinde sıraya girmeniz gerektiğinizi öğreneceksiniz.

Daha sonra üzerinde vizenizin bulunduğu pasaportunuz, pulunuz, uçuş bilgilerinizin bulunduğu bilet veya çıktısı ile bagaj sırasına gireceksiniz. Genellikle uzunca bir sıradır ve çokça geç kalan ve uçağı kaçırmak üzere olan panikli yolculara öncelik verildiği için sıra kısa bile olsa çok yavaş ilerler. Bu yüzden uçuşunuzdan “en az” 1.5 saat önce bu işlere başlayın. Bu sıra bittikten sonra bagajınızı vereceksiniz ve size hangi uçuş kapısından uçağınızın kalkacağını bildirecekler. Bu bölüme geçmeden önce yine bir sıraya gireceksiniz ve bu seferde Türkiye’den çıkış gişesinde memurlar pasaportunuza birkaç imza ve kaşe işlemi uyguluyorlar. En sonunda elinizde uçak biletinizle daha önceden size söylenen uçuş kapısına ilerleyip uçağa biniyorsunuz.

Küçük Uyarı: Sakın yanıma su alayım da uçakta para vermeyeyim diye bir düşünceye kapılmayın içeri sokmuyorlar genelde çantalara bakıyorlar, ancak iyi kamufle ederseniz aynı suya 5 kat fazla para vermekten yırtabilirsiniz.

“Genellikle” uçaktan indiğinizde pistten, bir servis (shuttle) yardımıyla havalimanına götürüleceksiniz, ve “non-EU” ya da "non-schengen"(Schengen ülkeleri vatandaşı olmayan) “EU” ya da "schengen"( Schengen ülkeleri vatandaşı) adı altında 2 farklı gişenin “non-EU” kısmında, yani kalabalık olan kısmında sıraya gireceksiniz. Sıranızı paşa paşa bekledikten sonra tek tek alınan gişe bölümüne gelip, giriş yaptığınız ülkenin dilinde merhaba, günaydın, iyi akşamlar vs. deyip gülümseyerek pasaportunuzu uzatacaksınız. Bunu yaparsanız sorun yaşamazsınız diyemem ama önceden giden arkadaşların anlattığı kadarıyla bazı ülkelere giriş yaparken Türk olduğunuz için sıkıntı yaratabiliyorlarmış, bu yüzden sahtede olsa sempatik gözükmekte fayda var :D

Gişedeki memur birkaç kaşe,imza işini tamamlarken size "ne amaçla geldiniz?" veya "öğrenci misiniz?" tarzı sorular sorabilir hazırlıklı olun. En önemlisi sakin olun Müslüman bir ülke olduğumuz için olası terörist olarak bakıyorlar ne yazık ki. Bu bakış açısına ben maruz kalmasam da bir tanıdığım İngiltere’ye girerken sakalları var diye 2 saat çantayı incik cincik aradıklarından sonra arkadaşım “Niye bu kadar sorguya çekiliyorum?” diye sorduğunda memur “çünkü görünüşünle olası tehlike arz ediyorsun” cevabını vermiş. Kısacası kesin başınıza böyle bir şey gelecek diyemesek de düzgün bir kıyafetle ve sakal tıraşıyla gitmek bu olası gereksiz tatsızlığı yaşamanızı engelleyecektir.

Evet, gişe bölümünü atlattıktan sonra artık Avrupa’dasınız ve birkaç tren yolculuğu hariç hiçbir şekilde pasaportunuzu göstermeyeceksiniz. Şimdi bagajınızı uçuş numaranızın yazılı olduğu bagaj bantlarından takip ederek alacaksınız. Eksik var mı diye kontrol ettikten sonra artık ülkeye tam anlamıyla girmeye hazırsınız.

2 yorum:

  1. Adsız16:10

    Umarım schengen ülkesi vatandaşı olmayanlara 2. sınıf insan muamelesi yapmıyorlardır, yoksa seyahati yakarım da laf söylemeden duramam.

    YanıtlaSil
  2. Tek 2. sınıf muamelesi sıranın uzunluğu ile alakalı aslında onun dışında ben kötü bir şey ile karşılaşmadım. Sakin olun daha gitmeden bu kadar sinir stres :D

    YanıtlaSil